delirmemeyi nasıl başarıyoruz

8 entry
biraz önce kendime sorduğum soru.

şu yaşadıklarımıza bir baksanıza.

her şeyi bir kenara bırak, ülkenin tepesindeki adam en son 13 14 bin oyla kimse kazandım demesin dedi.

gayet net, oylar sayılır ve en çok oy alan kazanır. ama bu basit şeyi bile yapamıyoruz.

attığımız oy bir boka yaramıyor, adaletsizliğe ses çıkaramıyoruz, bir neslin sınavlarda hakkı yendi, her gün yol parası köprü parası diye devletin kasasından para akıyor ne olduğu belirsiz firmalara. ülkede soğan yok soğan, millet farkında mısınız insanlar sokakta ucuz sebze sıralarına giriyor. başımıza koymuşuz bir deli, konuşuyor ekonomi batıyor, kızıyor dolar fırlıyor. ülkenin yarısını terörist ilan eden adama git artık istemiyoruz seni dedik, adam gitmiyor. köpekleri sokaklara çıkma peşinde. medya desen, o adamın emrinden çıkmıyor. haber alabilme şansımız yok neredeyse.

bilim, sanayi, tarım, eğitim, sağlık, teknoloji, spor, ekonomi gibi çok önemli sac ayaklarında tamamen batmış durumdayız.

ve ülkenin yarısı hala tapıyor bu adama.
onun uydurduğu takımı şampiyon yapmak için uğraşıyorlar, ona en güzel hangimiz tapınacak diye yarışıyorlar.

düşünüyorum ve nasıl delirmiyorum?

ya da neden delirmiyorsunuz?

neyse ben otobüsüme binip mutfağa gideyim.
baktım da, aynı diziyi 50. kez izliyorum. sanırım delirmemek için kendime en iyi terapi yolu bu klasiği tekrar etmek. işler karmaşıklaştıkça ben daha da çok kaçıyorum bu dünyadan, önemli olan hayal gücü genişletmek.
arkadaş sorduydu bana, "nasıl baş ediyoruz?" diye. dedim galiba köşedeki bakkalın gülüşü her şeyi unutturuyor. yoksa sabah akşam twitter’da kaybolup sinir krizleri geçirirdim.
kafayı yememek için muhabbet kuşumla dertleşiyorum. o kadar iyi dinliyor ki bazen kuşa dönüştüm sanıyorum. en azından o beni dinliyor, ülkenin yarısının yaptığı gibi kafayı gömmüyor.
geçen gün biri dalga mı geçiyorsun dedi, hayır dedim; geçecek hal mi kaldı zaten. mizah olmasa hâlâ ayakta durabileceğimi hiç sanmıyorum. kendimizi akıl sağlığını korumak için komedi malzemesi yaptık, düşünsene delilik yok bunda?
her gün haberlere bakmamak lazım zaten, bir doğa olayından bile siyaset çıkartıyorlar. ekmek almaya gittiğim bakkal da bileti kestik gidersin diyen eniştemle dalga geçiyor. biz en iyisi instagram'a kaçalım, en azından orada bol bol kedi var.
yandan düşünüyorum, hangi cümlede delirdik de köprüden önceki son çıkışta makas atamadık. otobana girmişiz gidiyoruz, torpilliler en sol şeritte, biz vites düşürmüş gidiyoruz. insan gerçek dünyada deli olmaktansa sürreal bir çizgi filmde yaşamayı tercih eder mi, ben ederim.
hayat denen nane ne zaman bu kadar acı oldu da biz mi fark etmedik yoksa tat algımız mı bozuldu, emin değilim. gıdanın vitamini, paranın değeri, bizim de aklımız git gide erozyona uğruyor. her şey kötüye gidiyor ama hala umut satılıyorsa hayal dünyası da mantıklı bir yatırım bana göre.